Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerini, bir Ramazan gününde yetmiş kişi iftara çağırdılar. Hem de aynı günde. Ve birbirlerinden habersiz. Büyük Velî, herbirine; - Peki, inşallah gelirim, buyurdu. Ve hepsinin davetine gidip, hoş etti kalblerini. Ertesi gün hadise meydana çıktı. Şöyle ki, o yetmiş kişinin herbiri; "Hocamız dün iftarı bizim evde yaptı" diyorlardı. Nitekim bunlardan ikisi karşılaştı o gün. Bir tanesi çok sevinçliydi. Öbür kimseye; - Biliyor musun, Geylânî hazretleri dün iftarda bize teşrif etti, diyerek sevincini bildirdi. Öbürü şaşırdı: - Nasıl olur, hazret dün iftarda bizdeydi. - Hayır, bizdeydi. Velhasıl akıl erdiremediler bu işe. En nihâyet hizmetçisine gidip; - Dün, iftarı hocamız nerede yaptı? diye sordular. Hizmetçi; - Hiçbir yere gitmedi. - İftarı nerde yaptı peki? - Burada, birlikte yaptık. İYİ İNSAN KİMDİR? Bir gün de; - İyi insan kime denir efendim? diye sordular bu zâta. Cevabında; - İyi insan, kimseyi incitmez, zarar vermez. Bilakis herkese faydalı olur, buyurdu. Ve ekledi: - İyi insan, diğer insanlardan çok sıkıntı görse de, yüzünü ekşitmez ve sabreder. Kötülük yapana da, iyilik eder. Zira onun içinde, kemlikten eser yoktur. Nitekim büyüklerimiz; "Her kaptan içindeki dışına sızar" buyurmuşlardır. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com