"Bir ihtiyar gördüm ki..."

A -
A +

Be­hâ­ed­dîn-i Bu­hâ­rî haz­ret­le­ri, bir soh­be­tin­de şu­nu an­lat­tı: Bir gün Kâ­be'nin ya­nın­da otu­ru­yor­dum. Ak sa­kal­lı, ih­ti­yar bi­ri­ni gör­düm ki, Kâ­be'nin ör­tü­sü­ne sa­rıl­mış ağ­lı­yor ve; - Yâ Rab­bî! yâ ilâ­hî! di­ye yal­va­rıp göz­le­rin­den kan­lı yaş­lar akı­tı­yor­du. Kal­bi­ne na­zar et­tim. Dün­ya iş­le­ri'ni dü­şü­nü­yor­du. Ma­lı­nı, pa­ra­sı­nı he­sab edi­yor­du kal­bin­den. Göz­le­ri ağ­lı­yor­sa da, kal­bi hep "dün­ya" ile meş­gul­dü. İçi, dı­şı­na uy­mu­yor­du. Hac­dan son­ra, Mi­nâ'ya uğ­ra­dık. Mi­nâ çar­şı­sın­da "bir genç" gör­düm ki, bü­yük çap­ta ti­ca­ret ya­pı­yor, bir an­da "yüz­bin al­tın" de­ğe­rin­de mal alıp ve­ri­yor­du. Kal­bi­ne na­zar et­tim. Her an Rab­bi­ni zik­re­di­yor­du. Dün­ya işiy­le meş­gul gi­bi gö­rü­nü­yor­sa da, bir an unut­mu­yor­du Rab­bi­ni. Bu hâ­liy­le Kâ­be'de­ki adam­dan üs­tün­dü kat kat. Çün­kü bu, ken­di­ni ti­câ­re­te ver­miş­se de, kal­bi­ne sok­ma­mış­tı "dün­ya mu­hab­be­ti"ni. Bü­yük çap­ta ti­câ­ret ya­pı­yor­du ama kal­bi İs­lâ­mi­ye­tin emir­le­ri­ni dü­şü­nü­yor­du hep. Gü­nah iş­le­rim kor­ku­suy­la kal­bi tit­ri­yor­du. EHL-İ SÜN­NE­TİN ÜS­TÜN­LÜ­ĞÜ Bu zât bir gün sev­di­ği bir gen­ce; - Ev­lâ­dım, en mü­him şey, "ehl-i sün­net" üze­re îman et­mek­tir, bu­yur­du. Böy­le olan Müs­lü­man­la­ra müj­de­ler ol­sun. De­li­kan­lı sor­du: - Ehl-i sün­net ne­den kıy­met­li­dir efen­dim? - Çün­kü bu fır­ka­da olan­lar Ce­hen­ne­me hiç gir­me­ye­cek­ler. Son­ra mah­şer ye­rin­de her­kes çıp­lak hoş­ro­lur­ken, on­lar el­bi­se­li ola­cak. Ve ek­le­di: - Ay­rı­ca mah­şer­de her­kes bin­bir sı­kın­tı, azab ve iz­di­ham için­de "bin se­ne" bek­ler­ken, ehl-i sün­net mü­ca­hit­le­ri o bin se­ne­yi "Cen­net"te ge­çi­re­cek­ler, yet­mez mi? www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com