Ebül Feth-i Serahsi "rahime-hullahü teâlâ", her veli gibi hocasını çok sever, her kavuştuğu şeyi Onun bereketinden bilirdi. Bir gün bazı dostları; - Efendim, bu yüksek mertebeye nasıl yükseldiniz? diye sordular. - Hocamın sayesinde, buyurdu. Ve şöyle anlattı: Bir gün, bir derenin kenarında yürüyordum. Hocam Ebül Fadl da su üstünden bu tarafa doğru geliyordu. Bana şefkatle bir kere baktı. İşte ne olduysa o bakışla oldu. O bir nazar, alçaklardan yükseğe kaldırdı beni. Maddî ve manevî ne kazandımsa, hocamın bereketidir. Bir gün de sohbetinde; - Kimde hakkınız varsa, şimdiden helal edin. Zira alacağınız ahirete kalırsa, orada hakkınız kadar alırsınız. Ama helal ederseniz, "bin katı" alırsınız ahirette, buyurdu. Ve ekledi: - Ters bile dönebilir hesaplar. - Nasıl ters döner hocam? - Orada borçlu çıkabilirsiniz. Zira nice alacaklılar vardır ki, o gün "borçlu" hale düşüp helak olacaklardır. Öyleyse yarın mahşer yerinde üzülmek istemiyorsanız, "kul borcu"yla gitmeyin ahirete. ZİKİR NEDİR? Bir gün de sohbetinde; - Vakit, büyük nimettir, buyurdu. Hele sıhhatle geçiyorsa, bulunmaz ganimettir. Her saati, Allah'ı hatırlayarak geçirmeli ve İslâma uygun işler yapmalıdır. Şöyle devam etti: - Her hareket, her duruş, hatta oturup kalkmak bile dine uygun yapılırsa, "zikir" olur. Yani kul, her işinde Rabbimizin emrini düşünüp, ona göre yaparsa, Allah'ı unutmuyor demektir ki, "zikir" de budur işte. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com