Biraz mühlet ver!

A -
A +

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri, bir gün bir dostu ile yolda yürüyorlardı ki, karşıdan bir kimse hiddetle gelip, bu velînin dostunun yakasına yapıştı. Ve şiddetli çekip; - Çabuk öde borcunu! diyerek tehdit etti. Ancak ödeyecek parası yoktu adamcağızın. Mahcup oldu bu zâta karşı. Muînüddîn-i Çeştî, o kimseye; - Kardeşim, biraz mühlet veremez misin? buyurdu kibarca. Ama o edebsizdi biraz. - Hayır, veremem! dedi. Hemen ödesin paramı! Büyük velî yine kibarca rica etti: - Ama parası yokmuş. Bir iki gün beklesen? - Hayır olmaz! O zaman mecbur kaldı keramet göstermeye. Cübbesini çıkarıp yere serdi. Fakat o da ne? Cübbenin içi "Altın" ve "Gümüş"le doldu bir anda. O kimse de görmüştü bunları. Mübarek, o alacaklıya dönerek; - Haydi, alacağın ne kadarsa, buradan al! buyurdu. Ve ekledi: - Ama hakkından fazla alma! Adam çil çil altınları görünce, gözleri faltaşı gibi açılmış, her şeyi unutmuştu. Alacağından kat kat fazlasını alıp, doldurdu ceplerini. Ama bilmiyordu bu zâtın büyük bir velî olduğunu. Emrini dinlemeyince, olacak oldu. Ve eli kurudu bir anda. Öyle ki, cansızdı, tutmuyordu artık. Pişman oldu yaptığına. Anlamıştı kimin karşısında olduğunu. Pişmanlık duygusu içinde; - Tövbe ettim! dedi. Ne olur, duâ buyurun da elim iyileşsin! Büyük velî merhamet etti yine. Şifâ vermesi için, duâ etti. Yalvardı Rabbine. Adamın eli bir anda iyileşti. Hattâ eskisinden daha kuvvetli olmuştu. Eğilip, hürmetle öptü "büyük velî"nin ellerinden. En kıymetli talebesi olmuştu artık. Bir daha ayrılmadı yanından. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com