"Biz Allah'tan korkuyoruz"

A -
A +

Seyyid Emîr Külâl rahmetullahi aleyh, bir gün, birkaç talebesiyle sefere çıkarlar. Olacak bu ya, "bir arslan" çıkar önlerine. Çocuklar korkuya kapılıp; - Eyvah hocam, şimdi ne yapacağız? derler. Büyük velî; - Korkmayın. O bize zarar yapmaz, buyurur. Sonra yaklaşır o hayvana. Yelesini tutup, okşar. Sever. Hayvan, hürmet gösterir gibi hareketler yaparak geri geri uzaklaşır oradan. Çocuklar şaşırmışlardır. - Efendim, arslan sizden korktu! derler. - Evet, öyle oldu. - Çok şaşırdık efendim. Nasıl oldu bu? Mübarek zat; - Çünkü biz, Allah'tan korkuyoruz, buyurur. Kim Allah'tan korkarsa, O'nun mahlûkları da ondan korkar. Ve devam ederler yollarına. Bu sefer karşılarına iki kişi çıkar. Baba ile oğul. Çocuk, çok hoşlanır bu "Allah adamı"ndan. Ve sorar babasına: - Babacığım, kimdir bu zat? - Ne yapacaksın oğlum? - Onu çok sevdim baba. Adam, oralı olmaz: - Haydi yürü. Sevecek başka kimse bulamadın mı? der. Der ama, mübarek, işitir bu konuşmaları. Kalbi incinir. Döner o adama: - Bana değil, kendine zarar verdin! buyurur. Ve yürüyüp gider. Çok geçmeden çıkar dediği. Adam "Uyuz illeti"ne yakalanır. Hangi hekime gitse de, çâre bulunmaz derdine. Sonunda anlar hatâsını. Yakınlarını çağırıp; - Beni, Emîr Külâl'e götürün! Benim ilâcım ondadır, der. Götürürler. Huzuruna edeble girer. Özür diler. Ve kurtulur derdinden. Hem de aynı gün. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com