"Çelebi Sultân Mehmet", Ankara Savaşı'nda, Ordu komutanıydı henüz onüç yaşında. Velâkin bâzı Bey'ler, ayrılıp Osmânlı'dan, Timur Hân ordusuna katıldıkları zaman, Osmânlı kuvvetleri bozulup sonra yine, Esir düştü babası Timur Hân'ın eline. İşte "Çelebi Mehmet" bu durumu görünce, Amasya tarafına geri döndü hemence. Lâkin çıktı önüne yeni bâzı engeller. O zaman da Bolu'ya dönüp gitti bu sefer. Arz ettiğimiz gibi, babası Bâyezit Hân, Timur Hân'ın elinde esir idi o zaman. Fedâiler gönderip, gizli gizli oraya, Onu, bu esirlikten çalıştı kurtarmaya. Bu hususta çok gayret gösterdiyse de, ancak, Boşa gitti gayreti, olamadı muvaffak. Üstelik kendisinin Amasya ile olan İlgisi de, böylece kesilmişti o zaman. "Timur Hân", cenkten sonra, âdeti üzerine, Vermişti her Beyliği eski sâhiplerine. "Kara Devletşah" diye var idi ki bir adam, Bu kimseye vermişti Amasya'yı Timur Hân. Lâkin Amasyalılar onu istemiyordu. Herkes, "Bize, Osmânlı emîr olsun" diyordu. Bu yüzden Amasya'nın ileri gelenleri, Nüfuz sâhibi olan âlimleri, beyleri, Çevre kazâlarla da gelerek bir araya, Bu "Kara Devletşâh"ı sokmadılar oraya. Kara Devletşah dahî derhâl bu vaziyeti, Bir mektupla, âcilen Timur Hân'a arzetti. Timur Hân da oğluna şu emri verdi derhâl: (Üstâdım Nu'mâneddîn Abdülcebbâr'ı da al. Bir miktar ordu ile Amasya'ya var hemen. Dediklerimi yapıp, geri gel beklemeden.) Oğlu Muhammed dahî bu emir gereğince, Yanına, kâfi miktar ordu alıp hemence, Babasının hocası âlim Abdülcebbâr'la, Yürüyüp vâsıl oldu tezelden Amasya'ya. Bilcümle âlimleri toplayıp dedi ki: (Siz, Yâni bu şehir halkı, büyük suç işlediniz. Soracak hocam size bâzı dînî suâller. Cevap vereceksiniz bunlara birer birer. Eğer doğru olursa sizin cevaplarınız, O zaman Hân'ımızca affedilir cezânız.) O yer ulemâsından "Pîr İlyas" adında bir, Büyük âlim vardı ki, cevapladı hep bir bir. Tam bir vukûfiyetle verince doğru cevap, Onlar dahî cezâdan kurtuldular derakap.