Hindistan Evliyasından Ahmet Şeybani rahime-hullahü teâlâ zamanında o yerin valisi rüya gördü bir gece. Nur yüzlü bir ihtiyar yanına gelip; - Evlat! Bizim ev şu adrestedir, gelirsen görüşür, sohbet ederiz, dedi. - Peki efendim! dedi. Uyanınca; "Allah Allah! Bu sevimli zat kimdi acaba?" dedi. Sabah erkenden çıktı evden. Evi bulup çaldı kapıyı. Rüyada gördüğü sevimli ihtiyar kapıyı açıp; - Hoş geldin evlat! dedi. Çağırmasak geleceğin yoktu. Oturup sohbet ettiler. Bir ara sinekler doluştu odaya. Vali rahatsız olup kovmak istedi. Ama ne mümkün. Binlercesi hücum edip, sıva gibi kapladılar yüzünü. Büyük zat, valinin aciz kaldığını görünce, pencereyi açıp; - Haydi, hepiniz dışarı çıkın! diye seslendi. Sinekler bir anda terkettiler odayı. Vali hayret içindeydi. Kalkıp hürmetle öptü elini. Dergâhın müdavimiydi artık. NİYETİNİZİ DÜZELTİN Bu zat bir sohbetinde; - Her işi Allah için ve güzel niyetlerle yapın, buyurdu. Sordular: - Bir şey yerken nasıl niyet edelim efendim? - İbadet için kuvvetlenmeği düşünün. - Giyinirken efendim? - Örtünmeye ve soğuktan sıcaktan korunmaya niyet edin. - Din kitabı okurken hocam? - İslâmiyeti öğrenip tatbik etmeye ve başkalarına da öğretmeye niyet edin, buyurdu. Ve ekledi: - Din öğretirken "dünya menfaati" düşünülürse, hiç faydası olmaz. Hatta zararı olur. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com