Mevlana hazretleri "rahime-hullahü teâlâ", bir gün dergâhında sohbet ederken içeri üç kişi girer. Hazret-i Mevlana'nın karşısında edeble oturur, alçak sesle bir şey sorarlar. Hazret-i Mevlana; - Uygundur, buyurur. Bunun üzerine veda edip ayrılırlar. Oğlu Sultan Veled sorar: - Babacığım, o gidenler kimlerdi? - Onlar, rical-i gaybdendi evladım. Halk arasında bunlara "kırklar" denir. - Size ne sordular ki? - Kırklardan biri vefat etmiş. Benden, "bizim saka"yı istediler. Ben de "Uygundur" dedim. MEVLANA HÜRMETİNE Yine hazret-i Mevlana'yı çok seven bir Müslüman, ölüm hastalığına yakalanır. Vefat edeceğini anlayınca yakınlarına; - Ben ölürsem, hazret-i Mevlana, kabrimde biraz dursun. Affım için, Allaha niyazda bulunsun, der. Ve vefat eder. Durumu, hazret-i Mevlana'ya bildirirler. - Memnuniyetle, buyurur. Ve gidip kabir başında durur. O zatın affı için yalvarır. Ölen kişinin fazla bir ameli yoktur. Ama hazret-i Mevlana'ya sevgisi çoktur. Çocuklarından biri, rüyasında onu yüksek bir mertebede görüp sorar: - Babacığım, sen bu yüksek makama nasıl kavuştun? - Fazla bir amelim yoktu evladım. - Öyleyse babacığım? - Ama hazret-i Mevlana'yı çok severdim. Ben kabre girince, Münker-Nekir melekleri çok korkunç şekilde gelerek; - Rabbin kim, dinin nedir? diye sormaya başladılar. O sırada yanımıza çok güzel ve pek sevimli iki melek gelip; - Bunları, bu kimseye sormayın! Çünkü Allahü teâlâ, hazret-i Mevlana hürmetine bunu affetti, dediler. Münker Nekir bana dönüp; - Sen müsterih ol. Rahatça uyu! deyip, geri gittiler. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com