"Bu altınları verip kendisiyle helâlleşin!"

A -
A +
Hindistan evliyasından Seyyid Nur hazretlerinin evinin yakınında oturan bir kişi; bir dükkân açıp “afyon” ve “esrar” satmaya başladı.
Büyük veli üzülüp;
"Afyonun zulmeti kalbimizi kederlendirdi" dedi.
Talebeler bunu işitince adamın dükkânını harab ettiler.
Büyük veli bu işi duydu.
Ve daha çok üzüldü!
Yapanlara darıldı.
Ve onları çağırıp;
"Onun dükkânını harab etmeniz, bizi daha çok üzdü” buyurdu.
Sebebini sordular.
Cevabında;
“Çünkü ona mâni olmak, devletin vazifesidir. Siz dinin emrine muhalif iş yaptınız” buyurdu.
Talebeler üzüldüler!
Ve çok özür dileyip;
“Ne yapsaydık?” dediler.
Büyük veli;
“Ona, bunun ‘haram’ olduğunu ve bu işten vazgeçmesini, yumuşak bir dille anlatabilirdiniz" buyurdu.
Bir miktar “altın” getirdi.
Ve bu iki talebeye verip;
“Gidin, bu altınları ona hediye edin ve kendisiyle helâlleşin!” buyurdu.
“Başüstüne” dediler.
Ve bu emri ifa ettiler.
Adam hem memnun oldu, hem de bu işten vazgeçip tövbe istiğfar etti.
● ● ●
Bir defasında bir talebesi, bu büyük zatın sohbetine giderken yolda yabancı bir “kadın” gördü ve nefsine aldanıp bir defa baktı.
Ve yola devam etti.
Hocasına geldi.
Huzuruna girince, mübarek zat ona “Sende zina zulmeti var” buyurdu.