"Bu çocuklar niçin oynarlar?"

A -
A +

Anadolu velîlerinden Şeymer Hasan Dede çocuk iken oynayan çocukları gördü bir gün. Ve sordu babasına: - Bu çocuklar niçin oynar babacığım? - Her çocuk gibi oynuyorlar işte. - İyi ama biz oyun için mi yaratıldık? - Hayır oğlum. - Allahü teâlâ, bizi yalnız ibâdet etmek için yaratmadı mı? - Elbette. - Öyleyse Rabbimize ibâdet etmek varken, bu çocuklar, oynamaya nasıl vakit buluyorlar, şaşıyorum babacığım. BENİM BİR DOSTUM VAR Bu zat, bir gün de şunu anlattı sevdiklerine: Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma; - Yâ Mûsâ! Falan şehirde benim bir dostum vefat etti. Git, onu islâmın vecîbelerine göre defnet! buyurdu. Mûsâ Nebî, gitti o şehre. Ve buldu o kimseyi. Yakınları, bir vîraneye terk etmişlerdi kendisini. Sordu onlara: - Niçin böyle yaptınız? - O, son derece kötü bir hayat yaşadı, dediler. Yapmadığı günah ve kötülük kalmadı, onun için böyle yaptık. Mûsâ Nebî, onu oradan çıkardı. Dînî usûllere göre kefenleyip defnetti. Sonra da; - Yâ Rabbî, yakınlarının bile kötü bilip, günahları sebebiyle terk ettiği bu kişiye "Dostum" buyurdun. Bunun hikmeti nedir? diye sordu. Hak teâlâ; - Evet, o, çok iğrenç bir hayat sürdü. Ailesi de bu sebeple terk etti onu. Ama ölmeden evvel tövbe etti, buyurdu. - Nasıl tövbe etti yâ Rabbî? Hak teâlâ buyurdu ki: - Büyük pişmanlık içinde, gözyaşları dökerek; "Yâ Rabbî, bütün ömrüm günahla geçti. Ama şimdi çok pişmanım. Sen gizleyici ve affedicisin. Yakınlarım beni terk etti, ama sen terk etmezsin. Beni affet!" dedi. Ben de onu affettim ve dostlarımın arasına dahil ettim. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com