Orta hâlli bir tüccar, Mekke’de yaşayan
Nimetullah Geylani hazretlerinin giyecek ve benzeri ihtiyaçlarını temin ederdi. Nimetullah hazretleri bir gün o taciri çağırıp kendisine ne kadar borcu biriktiğini sordu.
Tacir cevap verdi ki:
“Elli dirhem efendim.”
Buyurdu ki:
“İstersen o elli dirhemi şimdi vereyim. İstersen onu benden alma. Karşılığında sana az ileride elli bin dirhem vereyim.”
Tüccar hiç düşünmeden;
“Siz bilirsiniz efendim” dedi.
Büyük veli sordu:
“Bu hususta kalbin rahat mı?”
O, yine düşünmeden,
Ve tereddüt etmeden;
“Evet efendim... O elli dirhemi gönül rızasıyla size bıraktım. Onu istemiyorum ve size hediye ediyorum” diye arz etti.
Büyük veli sevindi...
Ve ellerini kaldırdı.
Ona hayırlı ve bol kazanç için dua etti.
O günden itibaren tacirin önü açıldı ve pek çok para kazandı, hatta elli bin dirhemden kat kat fazla bir servete sahip oldu.
● ● ●
Bu zat, bir gün talebelerine “Mim'li konuşmayın. Yani hiçbir hususta ben yaptı(m), ben etti(m) demeyin. Dine hizmet etseniz de böyle demeyin” buyurdu.
Sonra izah etti:
Ve talebelerine;
“Çünkü Cenâb-ı Hakk, sizi bu hizmete vesile kılmış. Siz bu hizmetle şerefleniyorsunuz. Buna çok sevinip şükredin ki elinizden çıkmasın”
buyurdu.