Bu, nasıl îmandır?

A -
A +

Horasan'da yetişen büyük velîlerden Seyyid Radıyyüddîn Alî hazretleri, bir gün sevdiği bir talebesiyle sohbet ederken; - Evlâdım! Yalancılığı çok defa görülmüş olan birisi; "Düşman bu gece, filân yerden baskın yapacak!" dese, idareciler, akıllılar, karşı koyma güçlerini düşünür mü, düşünmez mi? diye sordu. Delikanlı; - Tabii ki düşünürler efendim, dedi. - Yâni o kimsenin "Yalancı" olduğunu bildikleri hâlde, tehlike bulunan işlerde, ihtiyâtlı ve tedbîrli bulunmak lâzımdır derler, değil mi? - Elbette efendim. - Pekii, doğru sözlülüğü ile şöhret bulmuş olan "Sevgili Peygamberimiz", tekrar tekrar ve açıkça, âhiretin "sonsuz azabları"nı bildirdiği halde, birçokları buna inanmıyor, inansa da, bir tedbîr, kurtulma çâresi düşünmüyorlar. Derin bir nefes aldı: - Halbuki Resûlullah Efendimiz "kurtuluş yolu"nu da gösteriyor. Ve altını çizdi: - O hâlde, "Resûlullah" gibi yüce bir Peygamberin sözüne, bir "Yalancı"nın sözü kadar kıymet vermemek, nasıl bir îmandır? Îmanım var demek, Müslümanım demek, insanı kurtaramaz. Delikanlı irkildi: - Kurtaramaz mı hocam? - Evet, kurtaramaz. Çünkü Peygamberin bir sözüne bile kıymet vermemek, hafife almak, önemsememek, "Gerçek îman" ile bağdaşmaz. Kalbin inanması, yakîn hasıl etmesi lazımdır. Herkes benden kaçıyor Bir gün de sinirli bir delikanlı bu zâta gelerek; - Hocam, insanlar yanıma gelmiyor, benden kaçıyorlar, diye dert yandı. Büyük velî cevaben; - Yumuşak olursan gelirler, buyurdu. Ve ekledi: - İnsanların, yanına rahat gelmemesi, senin için bir "tehlike"dir ayrıca. Delikanlı korktu: - Tehlike mi, nasıl yâni? - Şöyle ki, bir kişinin yanına rahat gidilemiyorsa, onun "Son nefes"inden korkulur evlâdım. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com