Bu ne nurdur yâ Resûlallah?

A -
A +

Bilâl-i Habeşi (radıyallahü anh) rivayet etmiştir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), mübarek yüzü on dördüncü aydan daha nurlu olduğu hâlde yanımıza geldi. Bizler hayret ettik. Bir sahabi sordu: "Babam ve anam sana feda olsun yâ Resûlallah! Bu ne nurdur?" *** Resûl-i Ekrem Efendimiz "Rabbimden, kardeşim, amcam oğlu ve kızımın zevci olan Ali hakkında müjde aldım" buyurdu. Biz hepimiz merak ettik. Ve devamını bekledik. Efendimiz şöyle anlattılar: *** "Allahü teâlâ, kızım Fatıma'yı Ali'ye tezvic etti ve Rıdvan'a 'Tûbâ'yı salla!' diye emreyledi. O da Tûbâ'yı salladı. Etrafa senetler saçıldı. Allahü teâlâ, nurdan melekler yaratıp her bir meleğe o senetlerden bir tane verdi ki üzerlerinde 'Muhammed Mustafa'yı ve Onun ehl-i beyti'ni sevenler, cehennemden azad olmuştur' yazıyordu." *** Müşrikler, Hazret-i Ali'ye "Dedikleriniz doğru çıksa bile Allahü teâlâ bizi, dünyada olduğu gibi ahirette de yine sizden üstün kılar" demişlerdi. Onlar bunu söyledi. Hemen cevap geldi. Meâl-i şerifi "Dünyada kötü amel işleyenleri, îmanı olanlar ve salih amel yapanlarla müsavi kılacağımızı mı zannediyorlar. Buna neyle hükmediyorlar?" olan Casiye suresi 21'inci âyet-i kerimesi gelerek kâfirlere cevap verildi. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com