imâm-ı âzam Ebû Hanîfe hazretleri rahmetullahi aleyh bir gün odasında uyurken Resûlullah Efendimizi aleyhisselâm gördü rüyâsında. Sabah uyanınca, İbni Sîrîn hazretlerine gidip rüyâsını anlattı ve; - Bu rüyânın tâbiri nedir? diye sordu. Zîrâ o, tâbiînden olup, hem âlim, hem de tanınmış rüyâ tâbircisiydi. İbni Sîrîn cevabında; - Böyle bir rüyâyı sen göremezsin. Bunu ancak Ebû Hanîfe görebilir, dedi. İmâm-ı âzam hazretleri de; - Ebû Hanîfe benim, buyurdu. - Sen misin? - Evet efendim. - Sırtını aç, göreyim, dedi. - Peki deyip, açtı mübarek sırtını. Hazret-i İbni Sîrîn, sırtındaki 'ben'i görünce; - Sen öyle birisin ki, dedi, Resûlullah Efendimiz senin hakkında, (Ümmetimden biri gelir ki, onun iki omuzu arasında bir ben vardır. Allahü teâlâ Onunla bu dîni ihyâ eder, diriltir) buyurmuştur. BİR AYAĞINI ATMIŞTI Kİ... İmâm-ı âzam hazretleri bir gün mescidde yatsı namazını kılıp çıkmak için, bir ayağını dışarı atmış, öbür ayağı mescidin içindeyken, talebesi Züfer, bir sual sordu kendisine. O vaziyette konuşmaya başladı. Misaller verdi. İzahlar getirdi. Derken sabah ezânı okundu. Hazret-i İmâm, ikinci ayağını dışarı atmadan tekrar içeri girdi. Onu Allah korkusu öyle sarmıştı ki, bu korkuyla uyuyamaz, ağlayıp gözlerinden yaş akardı. Ağlama seslerini komşuları duyup acırlardı. Kırk sene, yatsı abdestiyle, sabah namazını kılmıştır. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com