Hazret-i Hasan ile Hazret-i Hüseyin radıyallahü anhümâ çocukken hasta olmuşlardı bir gün. Resûlullah Efendimiz, hazret-i Alî ile hazret-i Fâtıma'yı tesellî edip; - Bunlar için adak yapın! buyurdular. Onlar da; - Başüstüne! dediler. Ve üç gün oruç tutmayı nezrettiler hemen. Çocuklar iyileşince, başladılar oruca. İyi de, iftârda ne yiyeceklerdi? Zira yiyecek hiçbir şey yoktu evlerinde Komşudan "üç" ölçek ödünç "arpa" alıp, üç parçaya ayırdılar. Hizmetçileri, bir ölçeğiyle "beş çörek" yaptı hemen. Beş kişilerdi çünkü. İftâr vakti, hazret-i Fâtıma her birinin önüne birer çörek koymuştu ki, çalındı kapıları. Açınca bir "fakir" gördüler eşikte: - Allah için biraz ekmek! diye yalvarıyordu. Çörekleri, el sürmeden o fakire verdiler. Ve su ile açtılar iftârı. Hizmetçi, ikinci gün de "beş çörek" pişirdi. Ancak iftâr vakti çalındı yine kapı. Açtıklarında, bir "yetîm çocuk" vardı kapıda; - Allah için az ekmek! diyordu. Çörekleri ona verip, iftarı su ile açtılar. Üçüncü gün, hizmetçi, "beş çörek" daha yaptı. İftar vakti, çalındı kapı yine. Bu defa da bir "esîr" gelmiş; - Üç gündür açım. Allah için biraz ekmek! diye yalvarıyordu. Yine çöreklerini verip, yine su ile iftâr ettiler. Dördüncü gün, Efendimiz bir müjde getirdi onlara. Hak teâlâ, "Hel Etâ sûresi"ni göndermişti. Onları methediyordu. Ne şeref! E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com