Bir kişi, Mısır evliyasının büyüklerinden
Niyazi-i Mısri hazretlerini şikâyet maksadıyla Şeyhülislâmın huzuruna vardı.
Aleyhinde konuştu.
Bir sözünü aktardı.
Ve Şeyhülislâma;
"Efendim, bu sözü söyleyenin cezası nedir ve dinde böyle söyleyenlere ne lâzım gelir?” diye sordu.
Şeyhülislâm, âlimdi.
Arif ve kâmil bir zattı.
Ona cevaben;
"Bu sözü, Niyazi-i Mısri hazretlerinden başka kim söylerse öldürülür, fakat Niyazi-i Mısri söylerse bir hikmet ve gizli bir sır vardır” dedi.
O kimse şaşırdı!
Bir şey anlamadı.
Şeyhülislâm;
“Çünkü o, zâhiri ilimlerde de kemal mertebesindedir. Onların böyle sözleri söylemesinde bir hikmet vardır... Biz onlara dil uzatmaya kâdir olamayız” deyip o şahsı susturdu.
● ● ●
Bir gün bazı gençler bu zata gelerek “Muvaffak olmanın sırrı nedir efendim?” diye sordular.
Büyük veli;
“İki şeydir” buyurdu.
Tekrar sordular:
“Onlar nedir efendim?”
Cevabında;
“Biri; günah işlememek, ikincisi; güleryüzlü olmaktır. Eğer muvaffak olamıyorsak, işlediğimiz günahlardandır. Çünkü Allahü teâlâ, günah işleyeni muvaffak etmez” buyurdu.