Ebû Abdullah Mehâî "rahmetullahi aleyh" hazretlerinin bulunduğu köye düşman askerleri saldırdı. Ancak kime kılıç vursalar, hiç te'sir etmiyor, kan bile akmıyordu. İnanılmaz bir şeydi. Bir şey anlamadılar. Hem çok şaşırdılar. Talebeden biri kendi kendine; "Burada harb var. Ben kaçıp memleketime gideyim, harb bitince geri dönerim" diye düşündü. Ve hocasından izin almadan yola çıktı. Köyden uzaklaşınca düşman askerleri onu gördüler. Ardından tâkib ettiler. Yakalayıp öldürdüler. Ama merak ettiler. Zîra kılıçları başkalarına te'sir etmezken buna te'sir etmişti. Hikmetini köylülere sorduklarında; "Burada Ebû Abdullah diye bir zât vardır. Onun hürmetine kılıç bize te'sir etmez" dediler. Bunun üzerine Ebû Abdullah hazretlerini yakaladılar. Çok kılıç çaldılar. Vurdular, vurdular. Nihayet yoruldular. Ebû Abdullah hazretleri yere düşünce, askerler "öldü" zannettiler ve çekip gittiler. Talebeleri eve girdiklerinde, onu namaz kılarken buldular. Selâm verince; "Hocam! Size bu kadar kılıç vurdukları halde bir damla bile kanınız akmadı" dediler. Sonra sordular: "Bu nasıl oldu hocam?" Ebû Abdullah; "Allahü teâlâ her şeye kâdirdir. Ben hiçbir şey duymadım" buyurdu. Talebeleri; "Hocam! O anda ne ile meşgûldünüz?" dediklerinde; "Yasîn sûresini okuyordum. Onlar gittikten sonra namaz kılmaya başladım" dedi. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com