Da'lec bin Ahmed hazretleri zamanında bir Müslümanın, birine onbin dirhem gümüş borcu vardı başka bir memlekette. Ama ödeyemiyordu. Bunun için de çok sıkılıyordu. Yeryüzü kendisine dar gelmişti. Çâresiz katırına binip terk etti o diyarı. Lâkin bilmiyordu ne yöne gideceğini. Hayvanın yularını serbest bıraktı. Kalbinden; "Yâ ilâhî! Borcumu ödemekte bana yardım et. Sevdiğin bir kulunu rast getir" diye duâ etti. Katırına tâbi olup, devam etti yoluna. Hayvan, bir mescid'in önünde durdu. Bu, Da'lec bin Ahmed hazretlerinin mescidiydi. Katırı durur durmaz ümitle indi yere. Da'lec bin Ahmed hazretleri bu yabancı adamı görür görmez fırsatı kaçırmayıp, davet etti evine. Zira bir bakışta anlamıştı derdini. Ona, nefis yemekler ikrâm etti. Hâlini hatırını sordu ve; - Senin bir sıkıntın mı var? buyurdu. Adamcağız; - Evet efendim, birine onbin akçe borcum var, ödeyemiyorum, dedi. - Bütün derdin bu mu? - Evet efendim, başka derdim yoktur. - Bunu dert etme, hallederiz, buyurdu. Sonra onbin akçe hediye edip, şehir dışına kadar yürüyerek uğurladı kendisini. HELÂL LOKMA YİYİN! Bir gün de bazı dostları; - Efendim, ibâdet yapmanın kolay gelmesi için ne yapmalı? diye sordular bu zâta: Cevaben; - Helâl lokma yiyenin ibâdet yapması kolaylaşır, buyurdu. - Ya haram yenirse efendim? - Haram yiyen, harama meyleder. İbâdet zor gelir onlara. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com