Büyüklere peki demek

A -
A +

Alâüddîn-i Attâr rahmetullahi aleyh, büyük bir velî idi. Çok zengin ve soylu bir âileye sâhipti. Genç iken "Behâeddîn-i Buhârî" hazretlerinin huzûruna edeble girerek; - Efendim, beni de talebeliğe kabul eder misiniz! diye ricâ etti kendisine. Büyük velî; - Kabul ederiz, ama bir şartla, buyurdu. - Ne emrederseniz yaparım efendim. - Pekâlâ, bir sepet elma alacaksın. Bu elmaları, kendi mahallende bağırıp satacaksın. - Başüstüne efendim! dedi. Ve o gün bir sepet elma alıp, taktı koluna. Bir köşe başında durup, akşama kadar gelen geçene sattı o elmaları. Akşam, hocasının huzuruna vardı: - Emrinizi yerine getirdim efendim. Büyük velî memnun olmuştu. - Çok iyi, bir sepet daha al. Yarın, kardeşlerinin dükkânı önünde durup sat bu defa. Alâaddîn yine; - Peki efendim! dedi. Kardeşlerinin bu işe râzı olmayacaklarını iyi biliyordu. Zîra zengin bir ailedendi. İhtiyacı yoktu elma satmaya. Ama hocasının emri mühimdi Onun için. Düşünmeden gitti kardeşlerinin dükkânı önüne. Orada akşama kadar bağırıp sattı gelen geçene bir sepet elmayı. Kardeşleri anlamıyorlardı işin inceliğini. Kendisine kızıyor; - Bizi rezîl ettin. Maksadın para ise, ne kadar istiyorsan verelim. Çok şükür zenginiz. Elma satacak kadar düşmedik. Senin yüzünden rezîl oluyoruz, dediler kendisine. Fakat o duymuyordu bunları. Onun tek gâyesi, o "büyük velî"ye talebe olabilmekti. Ve kazandı imtihanı. O zâta "Peki" dediği için, kabul olundu talebeliğe. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com