Dünyaya düşkün olan bir kimse, Hindistan velilerinden
Nur Muhammed Bedayuni hazretlerinden “rahmetullahi aleyh” emanet olarak bir “kitap” istese, verirdi.
Geri getirince alırdı.
Onu bir yere koyardı.
Ve üç gün bekletirdi.
“Niçin?” derseniz;
O “dünya adamı”nın kitap üzerine sirayet eden “zulmeti”ni hisseder ve bir müddet ona el sürmezdi.
Sohbet bereketiyle o zulmet, kitabın üzerinden dağılırdı.
O, bunu hisseder,
sonra alıp okurdu.
● ● ●
En başta gelen talebesi Mazhar-ı Cân-ı Canan hazretleri, bu zattan bahsederken gayriihtiyari gözleri yaşla dolardı.
Bu, elinde değildi.
Onu çok severdi.
Talebelerine anlatırdı.
Ve sık sık onlara;
"Siz onu görmediniz. Eğer görseydiniz, imânınız tazelenir ve ‘Allahü teâlâ ne büyük kudret sahibi ki, böyle bir zat yaratmış’ derdiniz” buyururdu.
● ● ●
Bir gün de sohbetinde;
“Kardeşlerim! Bu zamanda cehennemden kurtulmanın bir tek çaresi vardır, iki değil” buyurdu.
Sordular ki:
“O nedir efendim?”
Cevabında;
“Cehennemden kurtulmanın tek yolu, kurtulanlarla beraber olmaktır. ‘Allah dostları’ ile ve ‘Evliyaullah’ ile birlikte olanlar, cehennemden kurtulurlar” buyurdu.