Çiçeği niçin koparmamış?

A -
A +

Eşrefoğlu Rumi hazretleri rahime-hullahü teâlâ, gençliğinde Hüseyin Hamevi hazretlerinin dergâhında iken bir ilk bahar günü, çevrede renk renk çiçekler açmıştı ki, seslendi hocası: - Canlarım! Çocuklar koşup toplandılar. - Buyurun hocam! - Her biriniz birer demet menekşe toplayıp getirin bakayım! Çocuklar, demet demet menekşeleri toplayıp yetiştirdiler hocalarına. Eşrefoğlu ise, sadece bir tek menekşe getirebilmişti. Üstelik kırıktı sapı da. Hocası sordu: - Ey Rumi! Sen bu yerin yabancısı olduğun için menekşelerin yerini bulamadın herhalde. - Buldum hocam. Ama koparamadım. - Neden yavrum? - Hangisinin yanına gittiysem; "Ne olursun, beni koparıp da zikrimden ayırma" diye yalvarıyorlardı âdeta. - Peki, sen ne yaptın? - Zikrini bitiren bir çiçek gördüm. Onu koparabildim ancak. Sonra uzattı o kırık çiçeği hocasına. EVLİYAYA HİZMET Bir gün de, sevdiği bir genç; - Efendim, evliya zatları tanıyıp sevmenin önemi nedir? diye sordu. Buyurdu ki: - Bir kimsenin bin senelik ömrü olsa. Bu bin seneyi hep ibadetle geçirse, ama bir evliya zatı sevmekle şereflenemese. - Evet efendim. - Bir başkası da bir evliyayı sevdiği gibi, Onun ufak bir işini görüp duasını alsa, bu ikincinin kazandığı sevap, birincinin sevabından kat kat çoktur. Ve sordu gence: - Bir hükümdara, "sadrâzam" da hizmet ediyor, dolaylı da olsa bir "köylü" de, öyle değil mi? - Evet efendim. - Peki, köylünün hizmetiyle sadrâzamın hizmeti bir olur mu? - Olmaz tabii efendim. - Şimdi anladın mı evladım? - Anladım hocam. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com