Dert, âhiret derdidir

Muhyiddîn İskilibî hazretleri, bir gün şunu anlattı sevdiklerine: Asr-ı saadette bir hanım vardı ki, beyine çok iyi hizmet ederdi. Akşam eve gelince, paltosunu alır, güler yüzle karşılardı kendisini. Bir gün üzüntülü geldi adam. Hanımı merak etti: - Hayrola bey, neyin var? - Biraz üzgünüm. - Üzüntünün sebebi "âhiret"se, Allah artırsın. Yok "dünyâ" içinse, üzülme boş yere. Adam şaşırdı: - Neden böyle diyorsun? - Dert, "Âhiret derdi"dir bey. Dünyâ için üzülmeye değer mi? Cennete kolay girer Bir gün de sohbetinde; - Beyinin hukûkunu gözetmeyen kadın, Allahü teâlânın hakkını gözetmemiş sayılır, buyurdu. Sordular: - Ya rızâsını kazanırsa efendim? - O zaman Cennete kolay girer. Beyinin rızâsını al! Bir gün de akrabasından bir hanım; - Allahın rızâsını kazanmak istiyorum, ne yapayım? diye sordu bu zata. Cevabında; - Beyinin rızâsını kazan! buyurdu. Ve şunu anlattı: Fâtıma vâlidemiz, bir gün Resûlullahın hânesine gelip ağlamaya başladı. Efendimiz merak ettiler: - Kızım niçin ağlıyorsun? - Bu sabah Alî ile konuşuyorduk. Bir kelimem yüzünden kırıldı bana. Ben de çıkıp buraya geldim. Buyurdular ki: - Hemen evine dön kızım! Beyinden özür dile. Bir hanımın beyi ondan râzı değilse, Allah da râzı olmaz. Ve ilave ettiler: - Beyini râzı eden kadına müjdeler olsun. Onun bu hâli, "bin yıllık ibâdet"ten üstündür. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com