Behlül Dânâ hazretleri rahime-hullahü teâlâ, Harun Reşid zamanında yaşamış bir Allah dostudur. Bu zatı seven bir kişi, İslâma uymazdı ama her gece; - Yâ Rabbî! Bana Cennetini nasib eyle! der, öyle yatardı. Bir gece, yine böyle dua edip uyudu. Az sonra, damda tıkırtılar duydu. Uyanıp, çıktı dama. Rastladı bir adama. Seslendi: - Hey! Ne arıyorsun orada? - Devem kayboldu da, onu arıyorum. - Allah Allah! Yahu damda deve aranır mı? Ne garip şey. Damdaki, Behlül Dânâ hazretleriydi: - Haklısın, damda deve aramak garip şey. Ama senin yaptığın daha da garip. - Neymiş o ey Behlül? - Yatakta Cenneti aramak. - Ne demek istiyorsun? - Yahu sen, yattığın yerde Cenneti istiyorsun. Hiç ibadet yapmadan Cennete gidilir mi? Adam anladı hatasını. - Haklısın, dedi. BİL BAKALIM Bir gün de Behlül Dânâ hazretleri, halife Harun Reşid'e; - Sana bir sualim var, dedi. Bil bakalım, yerin üstünde, yerin altında ve göklerde en çok ne vardır? Harun Reşid; - Bunu bilmeyecek ne var? dedi. Yeryüzünde en fazla olan, bitki ve hayvanlar, yer altında ölüler, gökte ise meleklerdir. - Hayır, bilemedin. - Doğrusu ne peki? - Yer altında çok olan, ölüler değil, ölülerin pişmanlığıdır. "Âh! Keşke daha çok ibadet etseydim" diye yanar tutuşurlar. - Peki, yer üstünde çok olan nedir? - Yaşayanların "hırs" ve "tamahları"dır. - Göklerde en çok ne var? - Bu, seninle ilgili. - Ya, nedir o? - Âdil hükümdarların kazandığı sevaplar. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com