Osmânlı devletinin beşinci sultânıdır. Hem bir fıkıh âlimi hem ehl-i hal bir zâttır. "Murat Hüdâvendigâr" vaktâ ki etti vefât, Aynı sene, Bursa'da dünyâya geldi bu zât. "Yıldırım Bâyezid"in oğlu idi kendisi. Hem "Devletşah Hâtun"dur muhterem vâlidesi. Osmânlı devletinin tam dağıldığı sene, Gelip, ikinci defâ devleti kurdu yine. Medîne'ye, her sene, hem düzenli olarak, Hediye göndermekle şereflenmiştir elhak. Bindörtyüz yirmibirde, otuz yaşında iken, Hastalanıp, dünyâya vedâ etti şehîden. Her bir şehzâde gibi, çocukluk yıllarında, İhtimam gösterildi yetişmesi bâbında. O devrin en güzîde ilim ehli çok zevât, "Şehzâde Mehmet" ile ilgilendiler bizzât. Bunların en başında "Molla Fenârî" vardı. Sonra "Emîr Sultân"dan ilim ve feyiz aldı. Binüçyüz doksanüçte, "Amasya"nın fethine, Giden ordu başında o bulunmuştu yine. Sonra bu vilâyete olmuştur Beylerbeyi. Ve orada, her yönden yetişti gâyet iyi. Bir hocası vardı ki, "Hoca Bâyezit" diye, Verdi ne biliyorsa o Mehmet Çelebi'ye. Amasya'ya varınca, ulemâ tarafından, Büyük memnûniyetle karşılandı o zaman. Tam ellidört senedir, "Kutluşah" adı ile, Devam eden hükümet son buldu tamâmiyle. Kutluşah sülâlesi taraftarı bulunan, Nüfuzlu kimseleri göç ettirdi oradan. Yâni o, Amasya'da tam bir düzen kurarak, Ünsiyyet peydâ etti halk ile kaynaşarak. Ayrıca ulemâ ve ümerânın, bittamâm, Sevgi ve saygısını kazanmış idi ki tam, (Timur Hân, Erzurum'a çok yakın geldi) diye, İstenmeyen bir haber geldi o havâliye. Zîra Amasya halkı, severdi Osmânlı'yı. Onlarda bulmuşlardı her aradıklarını. Halkın da desteğiyle "Mehmet Çelebi", hemen, Çalışıp güçlendirdi ordusunu her yönden. Sonra da babasının dâveti üzerine, Hareket etti hemen Ankara cihetine. Yıl bindörtyüz ikide, Ankara yakınında, "Çubuk"ta, iki ordu karşılaştı bir anda. Henüz onüç yaşında, orduyla yetişerek, Çok yararlık gösterdi şiddetli cenk ederek. ....... "Şiirlerle Menkıbeler" kitap haline getirildi: Tel: 0212 432 77 94