Abdülhakîm Efendi'yi sevenlerden Tâhir Efendi şöyle anlatıyor: Bir gün "Efendi Baba"ya gitmiştim. Sohbetinde; - Evliyânın huzûruna dolu giden, boş döner. Boş giden de dolu döner, buyurdu. Sonra bana dönüp sordu: - Evinde zararlı kitap var mı? - Çok kitaplarım var, ama... - Neler var mesela? Onları çıkar evden! Birkaç tanesini saydım. - Onları evden çıkar! buyurdu. - Peki efendim, deyip ayrıldım huzurdan. Eve varıp, şöyle tek tek baktım kitaplarıma. Hiçbirini çıkarmaya kıyamadım. Ama "Peki" demiştim kendilerine. Büyüklerin emrine uymamak da olmazdı. İstemeyerek de olsa, bir ikisini çıkardım. Ve yattım. Yattım ama uyku girmedi gözüme. Çünkü bana "Hepsini çıkar!" buyurmuştu. Derken uyuyup "Efendi"yi gördüm rüyâda. Sordu hemen: - Tâhir! Kitapları çıkardın mı evden? Uyanıp fırladım yataktan. İki rekât namaz kılıp tekrar yattım. Yine rüyâma girip, heybetle yanıma geldi. Bu defa çok celâlliydi. Korkmuştum heybetinden. - Hâlâ çıkarmadın mı o kitapları evden? diye çıkıştı bana. Ter kan içinde uyandım. Meğer hepsi zararlıymış Fırlayıp abdest aldım hemen. İki rekat namaz kılıp, evde ne kadar yabancı kitap varsa attım hepsini. Ertesi gün yanına vardığımda sevinçliydiler. Bana gülümseyip; - İyi yaptın, dediler. Sonradan öğrendim ki, hepsi de zararlıymış meğer. Onların yerine, bana başka kitaplar verip, - Bunları oku! buyurdular. - Başüstüne, dedim. Ve o kitapları okuyunca ilmin tadına varabildim ancak. Öbürlerini atmakla ne iyi etmişim. Geç de olsa anladım. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com