Dört gümüş, dört duâ

A -
A +

Mansur bin Ammar hazretleri zamanında zengin bir genç vardı ki, devamlı içki içip, eğlenirdi. Bir gün oturdu yine içki âlemine. Sonra kölesine dört gümüş verip; - Git bana biraz meze al, dedi. Köle, peki deyip çıktı evden. Çarşıya giderken bir kalabalık gördü. Bir kişi sohbet ediyor, ötekiler dinliyordu. Sohbet eden, Mansur bin Ammar hazretleriydi. Ayaküstü dinleyip, büyük haz duydu bu sohbetten. Öyle ki, gönlüne işliyordu her cümlesi. İlerleyip tam önüne oturdu bu zâtın. Hazret-i Mansur, bir fakir göstererek; - Ey insanlar! Kim bu fakire dört gümüş verirse, ona dört şey için duâ edeceğim, buyurdu. Köle, herkesten önce davranıp, efendisinden aldığı dört gümüşü verdi o fakire. Büyük velî sordu: - Söyle bakalım, hangi hususlarda duâ istiyorsun? Şöyle arz etti: - Önce, efendim günahlarına tövbe etsin, sonra beni kölelikten âzad eylesin. Ayrıca bana dörtyüz gümüş versin ve Rabbimiz günahlarımızı affeylesin. Büyük velî duâ buyurdu. Köle geri dönünce, efendisi: - Nerede kaldın? diye sordu. Köle başından geçenleri anlatıp da aldığı duâları söyleyince, efendisi çok duygulandı. Hidâyet ışıkları doldu kalbine. Ve hemen tövbe etti oracıkta. Sonra onu kölelikten azad edip, dörtyüz gümüş hediye etti. Sonra da el kaldırıp; - Yâ Rabbî, ben üçünü yerine getirdim. Dördüncüsü sendendir, keremine sığınıyorum, dedi. O anda bir ses duydu gaibten: - Sen vazifeni yaptın. Allahü teâlâ ikinizi de bağışladı! diyordu. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com