Müşrikler, Safâ tepesinde Resûlullah Efendimizi üzdüklerinde, Hak teâlâ dört melek göndermişti kendisine. Önce biri tanıttı kendini: "Ben, denizlere müvekkelim yâ Resûlallah. Emret, seni üzen bu kavmi suya garkedeyim". Cevap tek cümleydi: "Lâ havle velâ kuvvete illâ billah!" Yâni kuvvet ve kudret sâhibi, yalnız Allahü teâlâdır. İkincisi tanıttı kendini: "Ben rüzgâra müvekkelim. İzin ver, Mekke'yi, içindekilerle birlikte havaya kaldırıp yere çarpayım". "Lâ havle velâ kuvvete illâ billah!" Üçüncüsü arzetti: "Ben güneşe müvekkelim. İstersen güneşi tepelerine yaklaştırayım. Cümlesi kavrulup helâk olsun". "Lâ havle velâ kuvvete illâ billah!" Sonuncusu tanıttı: "Ben dağlara müvekkelim. Arzu edersen Ebû Kubeys dağını kaldırıp Mekke'nin üzerine bırakayım". "Lâ havle velâ kuvvete illâ billah!" Efendimiz onlara; "Ey melekler! Sizden bir şey istesem yapar mısınız?" buyurdular. Melekler; "Elbette, emredin" dediler. "Pekâlâ, ben bir duâ edeyim, siz Âmin deyin" buyurdular. Ve şöyle duâ ettiler: "Yâ Rabbî! Bilmiyorlar. Bilseler böyle yapmazlar. Sen onlara hidâyet ver". Melekler; "Âmin! Âmin!" deyip sordular: "Yâ Resûlallah! Önceki peygamberler güç durumda kaldıklarında, kâfirlere bedduâ ederler, biz gidip o kavimleri helâk ederdik. Ama sen bunlara duâ ediyorsun". Efendimiz aleyhisselâm; "Hak teâlâ beni rahmet olarak gönderdi. Ben azap sebebi değil, seâdet vesîlesiyim" buyurdular. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com