Vaktiyle Hacı Ağa diye bir aşiret reisi vardı Van'da. Bu, bir gün Seyyid Fehîm hazretlerini ziyâret için Arvas'a doğru yola çıktı. Yolda Müks emîri Şeyhî Bey'e uğradı. Şeyhî Bey sordu. - Nereye böyle? - Seyyid Fehîm hazretlerine. - Çok iyi. Ben de geçen hafta oradaydım. Sohbetinden çok istifade ettim. Hacı Ağa geceyi orada geçirdi. Ertesi gün Arvas'a varıp, girdi Seyyid Fehîm'in huzuruna. Mübarek sordu: - Dün gece kimdeydin? - Şeyhî Bey'in evinde kaldım efendim. - Şeyhî Bey bizden bahsetti mi? - Evet efendim. Geçen hafta buradaymış. Sohbetinizden çok istifâde etmiş. Böyle dersiniz, ama... Buyurdu ki: - Böyle dersiniz. Ama hiç istifadeniz olmuyor aslında. Hacı Ağa şaşırdı. - Aman efendim. İkimiz de çok istifade ediyoruz sohbetinizden. - Hayır hayır! Eğer istifade etseydiniz, "Ağalığı" ve "Beyliği" bırakırdınız. Çünkü bizim yolumuz, dervîşlikle yürür. Ağalıkla, beylikle değil. O anda kalbi değişti Hacı Ağa'nın. Ağalık, değersiz bir şey oldu ona göre. Ve o gün terk etti ağalığı. Dönüşte Şeyhî Bey'e uğrayıp, nakletti Seyyid Fehîm'in sözünü ona da. Dinleyince, Şeyhî Bey'in de değişti kalbi. Bıraktı beyliği. Biri "Ağalık"tan, öbürü "Beylik"ten vazgeçtiler. Dervîşliği seçtiler. Ömrün uzun olacak Şeyhî Bey, rüyâ gördü bir gece. Seyyid Fehîm hazretlerine anlatmak için Arvas'a gitti. Elini öpüp; - Efendim, rüyâda sizi gördüm, dedi. Yanımıza bir mübârek zat geldi. Bana bakarak; "Senin ömrün uzun olacak" dedi. Seyyid Fehîm; - Hayır, buyurdu. Ömürlerimiz pek kısadır. - Ama efendim... - Evet evet, ikimizin de ecelleri yakındır. Gerçekten o sene Şeyhî Bey vefat etti. Peşinden Seyyid Fehîm hazretleri. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com