Ebülleysi Semerkandî / Mahşerdeki dünyâ!..

A -
A +

İslâm âlimlerinden "Ebülleys Semerkandî", Çok eser yazmış olup, sâhib-i irfân idi. Buyurdu: "Kardeşlerim, "Dünyâ"ya az muhabbet, Kulu, Hak teâlâdan uzaklaştırır gâyet. Rabbimiz, bu "Dünyâ"ya, sûret verip mahşerde, Bulundurur herkesin göreceği bir yerde. Saçları darma dağın, birbirine karışmış. Gözleri mosmor olup, dili dışarı sarkmış. Sivri köpek dişleri, uzamış dışarıya. Kara, çirkin suratlı, benzer "koca karı"ya. O gün, mahşer halkına nidâ eder bir melek: (Bunu tanır mısınız, bilen var mı?) diyerek. Derler ki: "Hiç görmedik ve aslâ tanımayız. Onu tanımaktan da, Allaha sığınırız." Melek der: (Ey insanlar, bilirsiniz siz bunu. Yine de tanıtayım bunun kim olduğunu. Uğrunda kavga eder, hani dövüşürdünüz. Hani birbirinizi vurup öldürürdünüz. Sizi, âlimleriniz ederdi de çok îkâz, Siz, kulak vermezdiniz onlara lâkin biraz. "Kötü kadın" misâli cilve yapıp o yine, Aldatıp, çekmiş idi sizi hîlelerine. İşte ey ehl-i mahşer, bunu görürsünüz ya. Çoğunuzu aldatan budur o "Fânî dünyâ".) Sonra da, Cehennemden zebânîler gelerek, Ateşe götürürler onu sürükleyerek. Lâkin o, Cehenneme yol alırken bu sefer, Bâzı şeyler söyler ki, işitir ehl-i mahşer. Der ki: "Götürüyorlar yâ Rabbî beni, fakat, Hani beni çok sevip, âşık olan cemâat? Bana tâbi olup da, ardımca yürüyenler. Hani seni bırakıp, bana gönül verenler? Dün, kimler geldi ise benim ile peş peşe, Onlar da, ardım sıra atılsınlar ateşe." Onlar, mahşer içinden seçilip ayrılırlar. "Dünyâ" ile birlikte, ateşe atılırlar. Ve lâkin bakarlar ki, "Şeytân" dahî ateş'te. Toplanıp, bulunurlar ona çok serzenişte. Derler: "Senin yüzünden bu belâ geldi esas. Bir şey yap da, bizleri buradan eyle halâs." O der ki: "Suçu niçin bana yükletirsiniz? Beni görmüş müydünüz dünyâda acabâ siz? Siz, suçtan kendinizi tutuyorsunuz hâriç. Peki, bunda sizin de suçunuz yok mudur hiç? Siz, niçin dîninizi etmediniz hiç merak? Ve niçin âlimlerden dururdunuz hep uzak. Siz, kendi kendinizi attınız bu azâba. Suçu, niçin üstüme atarsınız acabâ?"