Alî bin Ömer Harbi hazretlerinin sevdiği biri şöyle anlatıyor: Bu zâtı görmek için evine gittim. İltifat ederek içeri aldı beni. Oturup sohbet ettik. O esnada bir kimse hediye olarak çok miktarda elma ve kayısı getirip takdim etti bu büyük velîye. Onlardan bana ikrâm etti. Sonra hepsini bir talebesine verip; - Bunları fukaraya dağıt! buyurdu. Az sonra talebe gelince sordu: - Hepsini dağıttın mı? - Evet hocam, dağıttım. - Şimdi rahat ettim, buyurdu. Çok duygulanmıştım. Kendi kendime; "Ne cömert insan. Hayâtımda böylesini görmedim" diye geçirdim içimden. EDEN, KENDİNE EDER Bir gün de, bu zâta biri gelip; - Efendim, haksız yere bizi üzenler oluyor. Ne yapalım? diye sordu. Cevaben; - Eden, kendine eder, buyurdu. - Yâni cezasını görür mü efendim? - Elbette. Yanına kâr kalmaz. Ya kendinden çıkar, ya çocuğundan. - Ama şimdi saltanat sürüyorlar. - Bugün öyle ama yarın ne olacağı belli olmaz. Allahü teâlâ zâlimlere mühlet verir, ama ihmal etmez. GENÇLİĞİ FIRSAT BİL! Bir gün de sohbetinde; - Ey gençler, bu gençliğiniz bir gün biter. Bizim gibi takatten düşmeden önce bu gençliği fırsat bilin ve Allaha kulluk edin, buyurdu. Ve ekledi: - Çünkü gencin yaptığı ibâdetin sevabı öyle çoktur ki, haddi hesabı olmaz. İhtiyarlık gelince, güç ve kuvvet azalır. Çok ibâdet yapsa da fazla sevap alamaz. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com