Kabr-i şerîfi Babaeski'de bulunan büyük velîlerden Şühûdî Efendi, bir sohbetinde; - Kardeşlerim, dünyâ hayatı pek kısadır. Onun için bunu en lüzumlu şeyde kullanmak gerekir, buyurdu. - En lüzumlu şey nedir? dediler. - Evliyâ zatların, "Allah adamları"nın yanında bulunmak, sohbetlerinden istifâde etmektir. Hiçbir şey "Sohbet" gibi faydalı olamaz. Ve ekledi: - Resûlullahın Eshâbı, sohbet ile Peygamberlerden başka herkesten, hattâ Veysel Karânî'den ve Ömer bin Abdülazîz'den daha üstün oldular. Sözüne devamla; - Hâlbuki bu iki zât, evliyâlıkta son dereceye yükselmiş, "Sohbet"ten başka bütün üstünlüklere varmışlardı, buyurdu. Sordular: - Eshâb-ı kirâmın üstünlüğü nereden ileri geliyor efendim? - "Sohbet"ten. Çünkü onlar, Resûlullahı görmekle, melekle birlikte bulunmakla, vahyi ve mûcizeleri görmekle, îmanları "görerek inanmak" oldu. Bu saydığımız üstünlükler, bütün başka üstünlüklerin temeli olup, Eshâb-ı kirâmdan başkası bunlara kavuşamamıştır. Şöyle bitirdi: - Veysel Karânî, sohbetin bu üstünlüklerini bilseydi, hiçbir şey onu sohbetten alıkoyamaz, "Sahâbîlik" şerefine kavuşmak için her şeyi bırakırdı. Kendinizi sevmeyin! Bir gün de bir sevdiği; - Efendim, herkes tarafından sevilmek istiyorum. Ne yapayım? diye sordu. Cevaben; - Sevilmek istiyorsan, kendini sevme! buyurdu. Soran kişi pek anlayamadı. - Nasıl yâni hocam? - Demem o ki, bir kalbde iki sevgi bulunmaz. İnsan, ya "Allah"ı sever, ya da "Kendisi"ni. Ve özetledi - Kendini sevmezsen, herkes seni sever. Kendini seversen, kimse seni sevmez. Şimdi anladın mı? - Anladım hocam. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com