Esselâmü aleyke!

A -
A +

Peygamber Efendimiz, ağaçla, taşla konuşur, cinle melekle söyleşirdi. Cansız şeyler selâm verirdi kendisine. Bir gün de yeni doğmuş bir "Bebek"le konuştu. Şöyle ki; Bir gün, yolda bir kadınla karşılaştı ki, Efendimize düşmandı bu kadın. Kucağında da yeni doğmuş bir "Bebek" vardı. Tam Resûlullah'ın yanından geçiyordu ki, bebek selâm verdi Efendimize: - Esselâmü aleyke yâ Resûlallah! Efendimiz durup cevap verdiler: - Ve aleyküm selâm! Efendimiz sevgiyle bakıp sordular bebeğe: - Peygamber olduğumu nasıl bildin? - Hak teâlâ bildirdi. Yâ Resûlallah! Duâ et, Cennette hizmetçin ben olayım. Efendimiz duâ buyurdular. Bebek çok sevindi. - Yâ Resûlallah! Sen Allahın kulu ve Peygamberisin! dedi. Ne mutlu sana îman edene. Yazıklar olsun seni inkâr edenlere! Yüzü gülüyordu. Efendimize uzun uzun bakıp; - "Allaah!" dedi. Ve rûhunu teslim etti. Annesi, görüp duyduklarından şaşkına dönmüştü. Kalbindeki düşmanlık "Sevgi"ye dönüştü birden. Ve severek haykırdı "Şehâdet"i: - Yâ Resûlallah! Ömrüm küfürde geçti. Sana düşmandım. Ama şimdi her şeyden çok seni seviyorum, diye arz etti. Efendimiz; - Sana müjdeler olsun, buyurdular. Senin için, Cennetten kefen getirildi. Kadın sevinçten uçuyordu. Bütün hücreleriyle; - Allaaah! dedi. Ve rûhunu teslim etti. İkisinin de namazlarını kıldılar. Aynı kabre defnettiler. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com