Evlerimiz karşılıklıydı

A -
A +

Ebû Hâlid anlatıyor: Evimiz, Hazret-i Dâvûd'un eviyle karşı karşıya idi. Ben gecenin hangi saatinde uyansam, Dâvûd-i Tâî hazretlerinin ışıklarını yanar vaziyette görürdüm. Gece uyumazdı. Ya duâ ederdi, Ya da ağlardı. Ben her gece Onun duâ ve ağlama seslerini işitirdim. KAPISI YOKTU Ebû Yahyâ, bir gün Dâvûd-i Tâî hazretlerinin evine gitmişti. Gördü ki, evinde eşya olarak bir yastığı, bir testisi, bir de ekmek torbası var. Yastığı kerpiçti. Kapısı da yoktu. Kendisine; "Vahşi hayvanlar eve girip, size bir zarar verebilirler. İzin verirseniz, evinize bir kapı getirip takalım" dedi. Ama o istemedi. "Niçin?" deyince; "Gücünüz yetiyorsa, beni dünyâdaki vahşîlerden değil, "kabirdeki vahşîlerden" koruyun. Çünkü kabirdekiler, dünyâdakilerden kat kat daha vahşî ve korkunçtur" buyurdu. KURTULDUM Bir kişi anlatıyor: Bir gece rü'yâmda Dâvûd-i Tâî hazretlerini gördüm. Bana bakıp; "Şu anda dünya zindanından kurtuldum" dedi. Sabah oldu. Evine gittim. Vefât etmiş olduğunu gördüm. Haberi duyan koştu. Cenâzesini taşımakla şereflenmek için binlerce insan toplandı kabri başında İbn-i Semmâk; "Ey Dâvûd! Kabir zindanına girmeden, kendini dünyâda hapsettin. Hesap günü gelmeden, kendini hesaba çektin. Bugün de Allahü teâlânın rahmetine ve Cennetine kavuştun" dedi. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com