Malik bin Dinar "rahime-hullahü teâlâ", büyük velîlerden olup, Basra'da vefat etmiştir. Bir gün, çok hasta olup, halsiz düşmüştü. Bakacak kimsesi de yoktu. Ancak çarşıya çıkıp bazı şeyler alması gerekiyordu. Yürümeye takati yoksa da çıktı mecburen. O sırada devlet adamlarından, makam sahibi biri geçiyordu. Halk kenara çekilip, ona yol veriyor, hazret-i Malik ise yolun ortasından gidiyordu. Bekçiler onu görüp; - Heey, yana çekil, kenardan yürü! diye îkaz ettiler. Bunu duydu ise de, mecalsizdi. Bu yüzden hemen çekilemedi kenara. Bekçilerden biri yaklaşıp tuttu mübarek zâtı ve kamçısıyla vurup itekledi yolun kenarına. Mübarek kalbi incinmişti. Evliyâyı inciten cezasız kalır mı? O bekçi, ertesi gün hırsızlık yaptı. Ve ceza olarak eli kesildi. Ona vurduğu eli. ÖMÜR AZALIYOR Bu zât, bir sohbetinde; - Ömrümüz azalıyor, ölüme yaklaşıyoruz. İnsanın en büyük sermayesi, ömrüdür ve onu boşa geçirmek, Müslümana yakışmaz, buyurdu. Tasavvuftan sordular. Cevaben; - Tasavvufu, yedi yüz âlim birer tarif yapmışlardır, buyurdu. Ama bunlardan biri benim çok hoşuma gidiyor. - O hangisi efendim? - Ehemmi mühimme tercih etmektir, buyurdu. Ve izah etti: - Yâni daha mühim olanı önce yapmak, az mühim olanı sonraya bırakmaktır. Bunu yapabilen kimse, en iyi tasavvufcudur. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com