Hazret-i Fâtıma radıyallahü anhâ vefât etmişti. Hazret-i Alî radıyallahü anh ve oğulları, cenâze hizmetini görüp o gece defnettiler kendisini. Hazret-i Alî, ertesi sabah kabristana gitti. Bir Fâtiha okudu. Ve yatan ölülere; "Ey mevtâlar! Bıraktığınız malların tamâmı vârislere taksîm edildi. Hanımlarınız başkalarıyla evlendi. Evlerinize tanımadığınız kimseler taşındı. Bizden size haber bunlardır" diye seslendi. Biraz bekledi. Ve yine onlara: "Bizden size haberler bunlardır. Sizden bize ne gibi haberler var?" diye sordu. O an bir ses işitti. Kulak verip dinledi. "Yâ Alî! Dünya malından Allah için verdiklerimizin burada faydasını gördük. Dünyada kullandıklarımız kâr kaldı yanımıza. Ama bıraktıklarımızı ziyân ettik" diyordu. KENDİ TAŞIRDI Hazret-i Alî "radıyallahü anh", çarşıdan herhangi bir şey alsa, eve kadar kendi taşır, vermezdi kimseye. "Yardım edelim" deseler de, kabul etmezdi. Hizmetçisi vardı. Bir gün kendisine; "Efendim, siz halîfesiniz. Yardım etmek isteyenlere müsaade edin, taşısınlar. Hem sonra bu gibi basit işler, size hafîflik verir" deyiverdi. Onu dinledi. Ve cevâben; "Hayır. Bir baba, helâlinden kazanıp da satın aldığı bir şeyi kendi taşırsa, kemâlinden hiçbir şey kaybetmez" buyurdu. Ve ilave etti: "Hattâ o kişi, her bir adımına çok sevap kazanır" buyurdu. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com