Ey oğul! Niçin ağlıyorsun?

A -
A +

(Dünden devam) Hazret-i Alî'nin Ebû Tâlib'in dokunmasına ma'nî olması, kendisine önce Resûlullah dokunsun diye idi. Annesinin emzirmesine mâni olması da, önce Resûlulahın mubârek ağız suyundan emmek istemesiydi. Hikmeti bu idi. Resûl-i Ekrem "aleyhisselâm", hazret-i Alî'nin yıkanmasına bizzat meşgûl oldular. Sağ tarafını yıkayınca, Alî sol tarafa kendisi dönerdi. O Server bunu gördü. Ağlamağa başladı. Fâtıma hâtun; "Ey oğul, ağlamanızın sebebi nedir?" diye sordu. Resûl-i Ekrem "aleyhisselâm"; "Yâ Fâtıma! Ben şimdi bunu yıkarım. Ben vefât edince de o beni yıkar. O zamân ben de sağ yanımdan sol yanıma kendim dönerim" buyurdu. Yıllar geçti... Alî beş yaşına erişti. O sene Hicâz'da az yağmur sebebi ile kıtlık oldu. Gıdâ yokluğundan halk darlığa düştü. Ebû Tâlib de sıkıntıdaydı. Çoluk-çocuğu çoktu. Bir gün hazret-i Resûl-i ekrem "aleyhisselâm" hazret-i Abbâs'a geldi. Kapıyı çaldı. Ve içeri girip; "Ey amcam! Sen zenginsin! Ebû Tâlib amcam, fakîr ve çocukları çoktur. Kıtlık geçinceye kadar herbirimiz Onun çocuklarından birini yanımıza alıp, Ona ma'îşette yardım edelim" buyurdu. (Devamı yarın) > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com