Cizre'de yaşayan velîlerden Şeyh Hâlid Cezerî hazretleri, bir gün sevdiklerine; - Kardeşlerim, Allahü teâlânın sevgili Peygamberine ayak uydurmayan bir kimse, felaketlerden kurtulamaz, buyurdu. Ve ekledi: - Öyleyse şu birkaç günlük dünyâ hayatını, Hak teâlânın râzı olduğu şeyleri yapmakla geçirelim. Beğenmediği şeylerden de kaçalım şiddetle. Şöyle devam etti: - Bir kimsenin işinden, Sâhibi râzı olmazsa, onun yaşaması nasıl olur? Hak teâlâ, kullarının büyük, küçük her yaptığını bilmekte ve görmektedir. Başkası görecek olsa Ve sordu onlara: - Bir kimse, yapacağı çirkin ve kötü bir işi başkalarının göreceğini anlasa, onu yapabilir mi? - Yapamaz elbette, dediler. - Neden? - Utanır o insanlardan. - Ama Allahü teala da görüyor onları. Derin bir "Âaah!" çekti. - Bu Müslümanlara ne oldu ki, Hak teâlânın gördüğünü bildikleri halde Onun beğenmediği, çirkin şeyleri yapmaktan sıkılmıyorlar? Bu nasıl Müslümanlıktır? Şöyle bitirdi: - Öyleyse nefislerimizin kötülüğünden ve işlerimizin bozukluğundan Allahü teâlâya sığınalım. Îmanımızı yenileyelim. - Nasıl yenileriz? dediler. - Kelime-i tevhîd ile. Nitekim hadîs-i şerîfte; (Lâ ilâhe illallah diyerek îmanınızı tâzeleyiniz!) buyuruldu. Dünya için çalışmak Bir gün de genç biri bu zata gelip, - Hocam size bir şey sorabilir miyim? diye arz etti. - Tabii, buyurdu. Sor evlâdım. - Dünyâ için çalışmak günah mı hocam? - Hayır. Bilâkis helâl lokma yemek için, çoluk çocuğununu başkalarına muhtaç bırakmamak için çalışmak ibâdettir. Delikanlı şaşırdı. - Dünyâ malı kötü değil mi yâni? - Hayır, mal kötü değildir. - Kötü olan nedir peki? - Kötü olan, "Mal sevgisi"ni kalbe sokmaktır evlâdım. Büyüklerimiz; "Paranın yeri ceptir, cüzdandır, ama kalb değildir" buyurmuşlardır. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com