"Filân konağımı ona hibe ettim"

A -
A +
(Dünden devam)
Peygamber Efendimiz aleyhisselâm, Hifa Hatun'a döndü.
Ve onu işaret edip;
“İşte senin dengin!” buyurdular.
Cevap aynıydı:
“Peki yâ Resulallah!”
Teslimiyet denen şey, bu olsa gerek.
Efendimiz sevindi...
Nikâhlarını kıydı.
Ve damat adayına;
“Kalk yâ Süheyb! Zevcenin elinden tut da evine götür” buyurdular.
Garip, büktü boynunu:
“Benim evim yok ki...”
O an Hazret-i Hifa;
“Yâ Resulallah! Filân yerdeki konağımı ona hibe ettim... Şu ‘bir kese altın’ı da ona verin, beni evimize götürsün” dedi.
Ve öyle yapıldı.
Yeni evli çift mutluydu...
Resulullah’a veda ettiler.
Ve evlerine gittiler.
Hifa Hatun, ona;
“Yâ Süheyb, takdir edersin ki ben sana nimetim, sen bana mihnetsin!” dedi.
Hazret-i Süheyb;
“Evet, öyle” dedi.
Hifa Hatun;
“Öyleyse sen şükretmelisin, ben de sabır” dedi.
“Çok doğru.”
“O zaman bu geceyi ibâdetle geçirelim. Sana, şükredenlerin, bana da sabredenlerin sevabı verilir inşallah, ne dersin?”
Hazret-i Süheyb;
“Çok iyi olur” dedi.
Ve öyle yaptılar. (Devamı yarın)