Ferîdüddîn Genc-i Şeker zamanında Delhili bir genç, Acûzân vilâyetinde evliyâ bir zâtın bulunduğunu işitti. Araştırdı kim olduğunu. - Onun ismi, "Ferîdüddîn Genc-i Şeker"dir ve büyük bir velîdir, dediler. Kendi kendine; "Gidip, o zâtın talebesi olayım" diye düşündü. Ve bu niyetle çıktı yola. Yolda, bir "kötü kadın", bu genci görüp, âşık oldu. Zîra yakışıklı bir gençti hakîkaten. Onu aldatmak için çok uğraştıysa da, genç iltifât etmedi. Sonunda hiyleye başvurdu kadın. Aldatıp, bahçesine sokmaya muvaffak oldu. Ve türlü cilveler yaparak meylettirdi genci kendisine. Delikanlı, tam elini kadına uzatıyordu ki, gâibten kuvvetli bir tokat patladı suratında. Ve bir ses işitti ardından: - Sen kime gidiyordun? Niçin bu kadına aldanıp da nefsine mağlûb oldun? Çok mahcûb olmuştu. İçinden; "Doğru söylüyor", dedi. "Ben nasıl harama el uzatıyorum?" Derhal çekti elini kadından. Ve acele dışarı attı kendini. Hızla uzaklaştı oradan. Durmadan, dinlenmeden yürüyüp, nihâyet o velînin memleketine varıp, sordu ahâliye: - Ferîdüddîn Genc-i Şeker hazretlerini bilir misiniz? - Elbette, tabii. - Onu nerede bulabilirim? Dergâhını gösterdiler. Gidip girdi içeri. Büyük velî onu yanına çağırıp; - "Evlâdım, sen bana gelirken bir kötü kadına rastlayıp, onun hîlesine aldandın. Ama elin ona dokunmadan, cenâb-ı Hak kurtardı seni o haramdan" diye fısıldadı kulağına. Genç, sesinden tanıdı bu zâtı. Ellerine sarılıp; - Sizdiniz! dedi. Bana tokat vurup, o günahtan men eden sizdiniz! Gülümsedi mübârek: - Bu, Rabbimizin ihsânıydı. Kimseye söyleme! E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com