Anadolu velîlerinden "Pîr Ali Aksarâyî" hazretleri, bir gün sevdiği bir gence; - Yavrum! Gençlikte nefsin arzuları insanı kapladığı gibi, âhireti kazanmak için en kârlı zaman da gençliktir, buyurdu. Ve ekledi: - Gençlikte, İslâmiyetin bir emrini yerine getirmek, ihtiyârlıkta yapılan aynı ibâdetten çok üstün ve kıymetli olur. Delikanlı sordu: - Hikmeti nedir efendim? - Çünkü, mâniler karşısında ibâdeti yapmak güçlüğü, sıkıntısı, o ibâdetlerin şânını, şerefini göklere çıkarır. - Mâni olmazsa hocam? - Mani olmayarak, kolay yapılan ibâdetler, aşağıda kalır. Şöyle devam etti: - Bunun içindir ki, insanların yüksekleri, meleklerin yükseklerinden daha üstün olmuştur. - Neden? - Çünkü insan, mâniler arasında ibâdet ediyor. Melekler ise, mâni olmadan emre itaat ediyorlar. Ve sordu onlara: - Harp zamanında, askerin kıymeti artar değil mi? - Gayet tabii hocam. - İşte gençlik de böyledir aynen. - Nasıl yâni? - Şöyle ki, gençlik arzuları, Allahü teâlânın düşmanı olan nefsin ve şeytanın sevdiği şeylerdir. İslâmiyete uygun şeyler ise, Allahü teâlânın sevdikleridir. Şöyle bitirdi: - Allahü teâlânın düşmanlarını sevindirip, bütün nîmetleri veren Sâhibimizi gazaba getirmek, akıllı ve zekî insanların yapacağı şey değildir. ? Kul hakkı mühimdir Bir gün de sohbetinde; - Kardeşlerim, bir kimseden haksız olarak alınan "bir kuruş"u sahibine geri vermek, "yüzlerle lira" sadaka vermekten, kat kat daha sevaptır, buyurdu. - Hikmeti ne? dediler. - Çünkü kul hakkı çok mühimdir. - Nasıl? - Şöyle ki, bir kimse Peygamberlerin yaptığı ibâdetleri yapsa, fakat üzerinde başkasının "bir kuruş" hakkı bulunsa, - Evet hocam. - O kimse, bu bir kuruşu ödemedikçe, Cennete giremez. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com