Ebû Bekr-i Şibli "rahime-hullahü teâlâ", gençliğinde bir üstad ararken Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerini "rahime-hullahü teâlâ" bulup, girdi hizmetine. Aradığına kavuşmuştu. Üstadı da kavuşmuştu aradığına. Nitekim Ebû Bekr-i Şibli'yi görünce, ondaki kabiliyeti sezmiş ve ilk emir olarak; - Git, çıra sat! diye emretmişti kendisine. O da can-ü gönülden kabul edip; - Başüstüne efendim, demişti. Bir sene müddetle çıra satıp geldi yine üstadının huzuruna: - Bana başka emriniz var mı efendim? Büyük velî; - Gel artık, yeter, bir sene de yanımda hizmet et, buyurdu. Ebû Bekr-i Şibli; - Başüstüne efendim, dedi. Bir yıl da üstadının yanında hizmet etti. Bir sene sonunda sordu hocası: - Ey Şibli, hâlin nasıl? Hâlâ kendi nefsinde bir varlık görüyor musun? Cevaben; - Ne mümkün efendim, dedi. Yüksek himmetinizle nefsim zelil oldu. Sayenizde nefsim bir hale geldi ki, kendini başkalarından asla üstün görmüyor. Buyurdu ki: - Madem nefsini zelil ettin, bu yola girmek için artık ehil olmuşsun. Zira tasavvufta ilk adım, nefsini hiç görmektir. Kendisinde bir zerre varlık gören insan, bu yolda yürüyemez, buyurdu. Ve ilave etti: - Bu, öyle binadır ki, giriş kapısı hiçlik'tir. Az kibirli olanın işi yoktur burada. EN BÜYÜK BAYRAM Bu zât bir gün; - Bu dünyada en büyük bayram nedir, biliyor musunuz? diye sordu sevdiklerine. Cevaben; - Bilmiyoruz efendim, dediler. - Günah işlemediğimiz gün, en büyük bayramdır, buyurdu. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com