Gizli hazine

A -
A +

Cerrahzade Muslihiddin Efendi, Anadolu erenlerinden gizli bir hazinedir. Henüz çocukken, bir ilim sevdasıdır sarar onu. Sonra bir ateş düşer içine, tasavvufa yönelir. Tasavvuf konaklarını hızla aştığı sıralarda bir gün gözünden perdeler kaldırılır. Kabir ehlinin hallerine vakıf olur. Derken yakınlarının halini merak eder. Kalbiyle teveccüh ettiğinde, kimini nimetler içinde görür, kimini azapta. Bazısının kabri öyle sıkmıştır ki, birbirine geçmiştir kemikleri. Bunları görünce dehşete kapılır. Korkar ve titrer. Dayanamaz, kaldırır ellerini duaya. -Ya Rabbi! Bu hali benden al! diye yalvarır O anda geri gelir perdeler. Onu gören, gayri ihtiyari Allah'ı hatırlar. Sözleri tesir eder gönüllere. Daima Allah korkusu içindedir. Allah kimseye zulmetmez Bir sohbetinde, -Allah kimseye zulmetmez buyurur. Herkes ahirette işlediği günahların cezasını görecektir. Bir gün, sevdiği bir genç sorar bu zata: -Hocam, hiç huzurum yok, Ne yapayım? Büyük veli, şefkatle bakar gence. -Evladım! Sen huzur mu istiyorsun? -Evet. -Öyleyse ölümü hiç unutma! Genç bir şey anlamamıştır. Merakla sorar: -Nasıl yani? İzah eder mübarek: -Ölüme hazırlan evladım! Ölüme hazır olmak, insana huzur verir. Ölüme hazır değilsen... Genç daha bir dikkatle dinlemektedir ki, devam eder sözlerine. -Kim ölüme hazır değilse, eceli geldiğinde bir telaşa kapılır. Ne yapacağını şaşırır, eli ayağına dolaşır. Hem sonra ölümü çok hatırlamak, ömrü uzatır. Bir gün de talebesinden biri, gece evde mum ışığında ders çalışırken uyuyakalır. Bir müddet sonra mum biter. Altındaki ahşap tutuşur. Ancak o, derin uykudadır. Rüyasında Cerrahzade Efendi görünür. Telaşla seslenir kendisine: -Evladım çabuk kalk, mumu söndür! Korkuyla uyanan genç, fırlayıp söndürür ateşi. Sabah hocasına gittiğinde, -Evladım! der. Bir daha mumu söndürmeden sakın uyuma. Nerdeyse evi yakacaktın.