Günah ateş gibidir

A -
A +

Enez toprağını nurlandıran Yahya Kaptan'ın huzuruna, bir gün bir genç gelip; - Efendim, çok günah işliyorum. Ne yapayım? diye dert yandı. Büyük velî; - Günah ateştir, buyurdu cevaben. Delikanlı boynunu büktü: - Biliyorum efendim. Ama bir türlü vazgeçemiyorum günahlardan. Şefkatle baktı gence: - Kim, bir haram karşısında gözünü kapatırsa, Cenâb-ı Hak onun gönlünü "îman"la doldurur evlâdım. Gülerek günah işleyen Ve ekledi: - Bugün gülerek günah işleyenler, yarın ağlayarak Cehenneme girerler. Delikanlı korktu: - Ya tövbe edersek hocam? - O zaman affeder cenabı Hak. Ama gönülden pişman olmak, günahı hemen bırakmak ve bir daha yapmamaya karar vermek şartıyla. Bu sözler tesir etti gence. Yaptıklarına pişman olup, tövbe etti. Ve salih bir Müslüman oldu artık. Takunya nereden geldi? Akrabasından genç bir hanım da, tek başına yolculuğa çıkmıştı bir gün. Tenha bir yerden geçiyordu ki, ahlâksız bir adam çıktı karşısına. Bozuktu niyeti. Kadınsa çâresizdi. İçinden; - Yâ Rabbî! Kurtar beni şu adamın şerrinden! diye yalvardı. Tam o anda, havadan "bir takunya" hızla gelip o ahlâksızın kafasına şiddetle çarptı. Bu darbeyle adam yere yıkıldı. Kalkamadı bir daha. Kadıncağız kurtulmuştu. İyi de nereden gelmişti bu takunya? Döndüğünde, öğrendi hakîkati. Meğer tam o vakitte, Yahya Kaptan abdest alıyormuş dergâhın şadırvanında. Bir ara takunyasını çıkarıp şiddetle fırlatmış. Talebeler merak etmiş, ama sormaya cesaret edememişler. Bu hadise duyulunca iş aydınlandı. Ve sır çözüldü böylece. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com