"Haydi ne yapacaksan yap!"

A -
A +

Bir gün, Muînüddîn-i Çeştî hazretlerine, bir kimse gelip, karşısında edeble durdu ve; - Efendim, çoktandır zât-ı âlinizi görmek istiyordum, dedi. Çok şükür, bugün sizi görmekle şereflendim. Ama büyük velî hiç iltifat etmedi bu sözlere. Üstelik ona sertçe bakıp; - Haydi, ne için geldinse yap yapacağını! buyurdu. Adamın hâli değişti birden. Kızardı, bozardı. Bütün âzâları titremeye başladı Onun heybetinden. Ve ağlayarak; - Efendim, asıl niyetim sizi öldürmekti. Çok pişmanım. Lütfen affedin! dedi. Sonra iç cebine soktu elini. Ve bir "Bıçak" çıkarıp, koydu bu velînin önüne: - Suçluyum, nasıl isterseniz, cezâmı öyle verin! Büyük velî cevâben; - Bu yolda, kötülük edene de iyilik yapılır, buyurdu. Ve ellerini kaldırıp; - Yâ ilâhî! Bunu da sevdiğin kullarından eyle! diye duâ etti. Ânında kalb gözü açıldı adamın. Evliyâ oldu. BİLE BİLE KILMAZSA... Bir gün de, "Namaz"dan sordular bu zâta: Cevaben; - Namaz, çok mühim ibâdettir, buyurdu. Ve izah etti: - İbâdetler îmandan değildir. Yâni bir ibâdeti terk etmek, îmanı gidermez. Ama "Namaz" için hüküm böyle değildir. Sordular: - Onun hükmü nasıldır efendim? - Birçok büyük âlim; "Bile bile namaz kılmayan ve namaz vakti geçerken üzülmeyen kimsenin îmanı gider" buyuruyor. Ve açıkladı: - Yâni namazı vazîfe kabul etmeyen, hiç özrü yokken kılmayan, kılmadığı için de üzülmeyen kimsenin îmanı gider, Allah korusun. - Ya üzülüyorsa efendim? - Üzülürse, îmanlı olduğu anlaşılır. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com