Hâzâ, Allah adamıydı...

A -
A +

Ahmet Mekkî Efendi, hâzâ Allah adamıydı. Bendeniz (Abdüllatif Uyan) iki sene kadar, bu zat ile birlikte çalıştık. O, müftü idi, ben kâtip. Bâzan sevdiği imamların evlerine giderdik. Bunu, bana üç gün evvelinden söyler ve; - Sakın kendisine söyleme, bilmesin! diye de tembih ederdi. Ansızın giderdik. Sebebini bilmiyordum. Meğer yemek için külfete girmesinler diye böyle yaparmış mübarek. Sonra bir hafta içinde yapacağı işler belliydi. Ben bile biliyordum. Çünkü söylerdi bana. - Şu gün şuraya gideceğiz, falan gün falan yere gideceğiz, diye haber verirdi. Dediği gibi de uygulardı. Mahcup olmasın Bir gün de müftülüğe bir adam geldi. Müftü Efendi'ye; - Ben Kars'tan iş için geldim. Fakat iş bulamadım. Şimdi memleketime döneceğim, ama param yok. Bana bir bilet parası verir misiniz, dedi. Mübarek sordu. - Bilet ne kadar? - Elli lira. - Veririm, ama bir şartla. Hemen şimdi otobüse binip gideceksin. Adam, yemin billah ederek; - Hayhay, dedi. Zâten otobüs hazır, motoru bile çalışıyor. Az sonra kalkacak. O zamanlar Anadolu'ya otobüsler Kadıköy'den de kalkardı. Çıkarıp verdi 50 lirayı. Bütün maaşı 350 liraydı zaten. Adam parayı alıp gitti. Mesai bitince, biz Müftü Efendi ile birlikte karşıya geçmek için vapura bindik. Aaa bir de ne görelim! Adam biraz ilerimizde oturmuyor mu?!. Gitmemiş. İçimden; "Sahtekâr, Müftü Efendi'yi aldattı" diye düşünüyordum ki, mübarek bana dönüp; - Abdüllatif, kalk şu kenara gidip oturalım, buyurdu. Adam bizi görüp de mahcup olmasın. Kalkıp, adamın göremeyeceği bir yere oturduk. İnceliğe bakınız! > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com