Efendimiz "aleyhisselâm" son hastalığında hazret-i Fâtıma'yı huzûruna çağırdılar. O da koşup geldi. Onu sinesine çektiler. Gizli bir şey söylediler. Hazret-i Fâtıma ağladı. Sonra başka bir şey söylediler. O zaman da güldü. Bu hâl, hazret-i Âişe'ye garib geldi. Ve sordu hemen: "Aynı anda hem ağlamak hem gülmek olur mu yâ Fâtıma?" Hazret-i Fâtıma; "Olur" dedi. Ve; "Babam vefât edeceğini haber verdi. Üzülüp ağladım. Sonra da; "Ehl-i beytimden bana ilk gelen sen olacaksın" buyurdu. Ona da sevinip güldüm" diyerek izah etti. SİZİN SÂYENİZDE Bir gün, Resûl-i ekrem Efendimiz, hazret-i Cebrâil'e; "Yâ Cebrâil, Hak teâlâ benim için; "Seni rahmet olarak gönderdim" buyuruyor. Bu rahmetten sana da nasîb oldu mu?" diye sordu. Hazret-i Cibrîl; "Evet oldu" dedi. "Nasıl oldu?" buyurunca; "Arz edeyim" dedi. Ve şöyle anlattı: "Hak teâlânın kudret ve azameti karşısında korkudaydım. Vaktâ ki, zâtınıza iki âyet getirdim. O iki âyette, benim "emîn" olduğum bildiriliyordu. Sâyenizde Rabbimizin meth-ü senâsına kavuştum. Korkum gitti, rahatladım. Bu, bana büyük rahmet oldu." www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com