Hem güzel, hem de zengindi

A -
A +
Hifa Hatun (radıyallahü anha), Medineli kadın sahabilerdendir.
Güzel ve zengindi...
Evlenmeyi düşünmüyordu.
Bir gün Efendimize gelerek “Yâ Resulallah! Bana bir iş emret ki, onu yaparak cenneti kazanayım” diye arz etti.
Efendimiz Ona;
“Önce evlenmelisin. Böylece dininin yarısını korumuş olursun” buyurdular.
O tereddütsüz;
“Peki yâ Resulallah, nasıl emrederseniz!” dedi.
Ve ardından;
“Ama benim dengim kim olabilir ki? Ben, padişah Necaşi'yi reddettim. Nice zengin beyleri geri çevirdim. Ama siz kimi uygun görürseniz ona razıyım” diye arz etti.
Efendimiz memnun oldular...
İyi de, damat kim olacaktı?
Böylesine güzel, zengin ve sâliha bir hanımla evlenmeyi kim istemezdi?
Efendimiz, kimsenin alınmaması için “bir yol” buldular.
Ve kendisine;
“Yâ Hifa! Yarın sabah, mescidimize kim önce gelirse, sen onunla evlen” buyurdular.
Bu haber yayıldı...
Ve sabah oldu.
Efendimiz, mescide ilk gelenin kim olacağını merakla beklerken “Süheyb” adında bir delikanlı girdi içeri.
Kimdi bu Süheyb?
Tanınmış değildi.
Kimsesi bulunmayan, dünyalıktan mahrum, fiziki güzelliği olmayan, rengi siyaha yakın esmer, boyu normalden uzun, bünyesi zayıf ve çelimsiz bir garip sahabi... (Devamı yarın)