Habîb-i Acemî hazretlerine bir gün, bir kimse geldi ve; "Benim, senden yüz dirhem alacağım var" dedi. Ve istedi bu parayı. Mübârek zât; "Hiç hatırlayamadım. İstersen yarın gel, bir çâresine bakalım" buyurdu. Adam peki dedi. Ve ayrılıp gitti. Hazret-i Habîb o gece iki rekat namaz kılıp; "ilâhî, bu kimse doğru diyorsa, ödemem için bana kolaylık ver. Yalan söylüyorsa, onu sana havâle ettim" diye niyâzda bulundu. Ve sabah oldu. O adam uyandı. Fakat gördü ki, bütün vücûdu felç olmuş, hiç bir yerini hareket ettiremiyor. Hazret-i Habîb bunu işitip ziyâretine gitti. Adam Onu gördü. Çok mahcup oldu. Ve eziklik içinde; "Ey Habîb, ne olur beni affet. Nefsime uyup yalan söyledim. Senden alacağım yoktu" dedi. Çok pişmândı. Ona doğru bakıp; "Ne olur duâ et de bu dertten şifâ bulayım" diye yalvardı. Büyük Velî acıdı yine. Kaldırdı ellerini. Şifâ için dua etti. Adam o anda şifâ buldu ve fırlayıp kalktı ayağa. Sanki hiç hasta olmamıştı. HUBBU FİLLAH Bu zât, bir sohbetinde; "Kalbiniz Allah'tan başka şeye tutulmuşsa hasta demektir, onu tedâvi edin" buyurdu. "Nasıl tedâvi edelim?" diye sorduklarında da; "Kalbi hasta olmayanlarla berâber bulunun. Allah sevgisi, Allah adamlarının kalbinde olur. Onlarla beraber olanlar da bu ni'metten pay alırlar" buyurdu. > www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com