Bir gün, birisi hakaret etmişti Behaeddin-i Buhari hazretlerine. Ama O, hiç karşılık vermedi. Onu üzecek bir davranışta bulunmadı. Bilakis tebessümde bulundu. Aradan bir müddet geçti. Birden hastalanıp, "ölüm" haline geldi o adam. Hatasını anladı. Pişman oldu. Ve affetmesi için haber gönderdi bu büyük Veli'ye. Mübarek zat acıdı yine o adama. Ziyaretine gidip; - Nasılsın? diye sordu. Adam ölüm halindeydi. Zor konuşuyordu. Kendini zorlayıp; - Çok hastayım efendim, diyebildi. Büyük Velî onu teselli edip; - Tek şifa verici Allahü teâlâdır. İnşallah sana da şifa verir, buyurdu. Bu duası kabul oldu. Ve anında iyileşip, ayağa kalktı adamcağız. Hiçbirşeyi kalmamıştı. Elerine yapışıp; - Sizi incittim, ama çok pişmanım. Ne olur beni affedin, dedi. Büyük Veli gülümsedi. - Evet, o zaman kalbimiz incinmişti. Ama şimdi gönlüm sana karşı tertemizdir, müsterih ol, buyurdu. Ve ilave etti: - Ama şunu unutma ki, "Allah dostları" kınından çıkmış "kılıç" gibidirler. Fakat o kılıçla kimseye vurmazlar. Belasını arayanlar, kendileri gelir, boyunlarını vururlar o kılıçlara. O kimse çok duygulanıp; - Bana biraz nasihat eder misiniz, diye rica etti. Büyük Veli; - Nefsine, bir an bile fırsat verme. Daima baskı altında tut, ez onu. Yoksa o, baş kaldırıp seni ezer. Nefsine ne kadar muhalefet edersen, o kadar iyi neticelerine kavuşursun, buyurdu. Ve ekledi: - Nefse uymamak, hep iyilik getirir. Her dert ve musibet de, ona uymaktan gelir. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com