"Hidaye kitabına bak!"

A -
A +

Hazret-i Mevlana'nın "rahime-hullahü teâlâ" bir talebesi, dergâhtan çıkmış evine gitmektedir ki, yolda, tanıdığı yaşlı bir Müslümanla karşılaşır. Adam onu görüp şaşırır: - Ben de sana geliyordum oğlum. - Hayrola amca. - Fıkıhtan bir şey soracaktım, der. Ve sualini sorar. Ama talebe cevabını bilemez. - Akşam kitaplara bakayım, yarın söylerim, der. Ve eve gider. Saatlerce araştırır. Çok kitaplar karıştırır. Bir türlü bulamaz cevabını. Sonunda yorulup uyuyakalır. Rüyada Hazret-i Mevlana; - Hidaye kitabının filan sayfasına bak, buyurur. Uyanıp, açar o kitabı. Orayı okur, öğrenir cevabı. İLİM, AMEL, İHLAS O devirde Bedreddin-i Tirmizi adında biri "simya ilmi" ile uğraşır. Yani altın yapar. Bir ara hazret-i Mevlana'yı işitir. Ziyaret etmek ister. Bu, Mevlana'ya malum olur. Ve o kimsenin evine varır. Adam Hazret-i Mevlana'yı görünce; - Buyurun efendim, der. İltifat eder. Ancak kalbinde meslek icabı biraz "gurur" vardır. Hazret-i Mevlana, kurtarmak ister onu bu gururundan. Yerde "paslı bir demir" görüp eline alır. Evirir, çevirir. Paslı demir, elinde "altın"a çevrilir. Adam hayretler içinde! "Bu nasıl oldu?" diye düşünürken; - Gayet kolay, buyurur. Zor olan başka şeydir. Adam sorar: - O nedir efendim? Buyurur ki: - İlim, amel, ihlas. Bu üçüne kavuş ki, "simya" budur esas. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com